23 Kasım 2008 Pazar

İstanbul animasyon festivali başlamış durumda. 21-30 kasım arası sürmekte. Ben anca gelecek haftasonu gidebileceğim :( Öğrencilere kısa olsun uzun olsun bütün fiyatlar 3 ytl. (sigaradan bahsediyormuşum gibiy)

Etiketler: , , ,

22 Kasım 2008 Cumartesi

Sesine Kurban.


Etiketler: , ,

10 Kasım 2008 Pazartesi

Kutsal Kortej'den Mektup ...


Farkına varmak canımı yine sıkmış, ama bu can sıkıntısının gelip geçiciliğine şüphe duymadığımdan yolumda yürümeye devam ediyorum.Yine karşıdan karşıya geçerken sağıma soluma bakmayı ihmal etmiyorum, sadece hevesim biraz geriden geliyor, onun dışında her şey dışarıdan o kadar normal ki. Uğraşma çabasından da elimi eteğimi çekmişim, sadece önüme bakıyorum. Arada sağdan soldan gözümün ucuna denk gelenler var. Onlar fazlasıyla gelip geçici. Ya da zorla gözümün ucuna sokulmaya çalış(ıl)anlar, onlar da etkisiz. 

Rutinimi bozacak bir heyecana karşı hissizim. Pencereden dışarı baktığım yok, sadece içerden duvarları seyretmek var. Bazen onlara karşı bile bir umursamazlık hakim soluduğum havaya. 

Kulağıma sırayla birileri bir şeyler fısıldıyor. Sıraya denk gelen de senelerdir en yakınım dediklerimden. İyi günümde kötü günümde, hastalığımda sağlığımda, ne zaman istersem benim yanımda olmuşlar, biliyorum ki olmaya da devam edecekler. Çünkü bu durumdan onlar da ben de çok memnunuz. Onların kortejleri eşliğinde çok defa gülmüş yüzüm, çok defa onları izliyim derken ayağım takılıp yere düşmüşüm, çok defa canım yanmış. Çok defa kortejlerine şahit olmaya başladığım andan itibaren kalbim karalara bürünmeye başlamış. Fısıltı başlayınca o "çok defa" rutinlerinden birini yaşıyorum diyorum kendi kendime. Hah diyorum, yine tanıdık çelmeler geliyor. Ama bu sefer bir farkındalık da baş gösteriyor. Bu korteje daha önce şahit olmuşum, ama detaylarını fark edememişim. Sadece boş bakmışım, ne izlediğimi anlamamışım. Şimdi fark eder oluyorum. Bir mektup tutuşturuyorlar elime, benden zorla okumamı ve anlamamı istiyorlar. Okuyorum, tekrar tekrar okuyorum. Zamanın ne hızla aktığından kopacak kadar kaptırıyorum kendimi. Kafamı yorduğum diğer sekmelerin hepsini bir bir kapatıyorum, bütün dikkatimi bu mektuba netliyorum. Sadece ses yetmez oluyor, bu şöleni bir de görüntüleriyle taçlandırmak istiyorum. Bir süre de görüntülerine kilitleniyorum bu mektupta anlatılan hikayenin. İçimde yaşadığım duygu seli beni aşıyor, odama doluyor, beni bir de dışarıdan sarıyor. Bu sele kendimi kaptırıp nereye savurursa oraya gitmekten en ufak tereddüt etmiyorum. Mektupta bahsedilenleri her okuyuşumda daha başka yorumluyorum, her defasında başka bir tarafını görmeye çalışıyorum. Saatlerimi bu mektuba harcıyorum, söylen(e)meyeler neymiş, neler yazılmış, neden geri dönül(e)memiş, bunları kendime göre yorumluyorum. Ne de olsa bu mektup bana geldi, ne yazıyorsa anlatılan odur diye bir durum yok, ben ne anlıyorsam anlatılan da odur. O yüzden fazlasıyla rahat ve biraz da şımarık bir üslupla yorumlarıma yorum katıyorum. Sonunda bu mektubun "arkadaş" olduğunu değil, "aracı" olduğunu düşünüyorum. Bana gösterdiği yolda ilerleyip vardığım sonuçlardan fazlasıyla tatmin olduğum için onu elçim olarak niteliyorum. Bir an geliyor, saatler süren yolculuğumuz bir şekilde nihayete eriyor...
...
Bana yoldaş oldukları için -bir kez daha- onlara teşekkür ediyorum. Onlar vazifelerini yerine getirmiş şekilde, yollarına devam ediyor, "görüşürüz" diyoruz, vedalaşıp ayrılıyoruz. Suratlarında muzip gülücükler, ben de onlara karşılık veriyorum. Nasıl olsa çok yakın zamanda görüşücez tekrar. Bunu ben de onlar da çok iyi biliyoruz. Seviyoruz birbirimizi. İyi ki varlar, iyi ki istediğim anda yanımda olup bana duymak istediklerimi fısıldıyorlar.

İstiyorum ki bu fısıltılarına hayatında hiç şahit olmamış kimse kalmasın, en azından bir kerecik bile olsa seslerini herkes duyabilsin. Herkese en az bir kere masal anlatsınlar istiyorum...





...

DİP NOTELLA :

Aylardır gündemi anlamsız yere meşgul eden, bir grup insanın sansürlemeye/susturmaya çalışma ve bundan bir türlü tam verim alamama süreçlerinde, sansürle(ye)medikleri bir tek kıçımızla başımızın kaldığı şu günlerde, hala çoğu kişinin bu videoyu herhangi bir tünel/aracı vs. olmaksızın izleyemeyeceğini bildiğimden şöyle bir yöntemi de paylaşayım:

Başlat + Çalıştır'a basıyoruz,
attrib -r -h -s C:\\WINDOWS\\system32\\drivers\\etc\\hosts yazıp Enter diyoruz.
Tekrar Başlat + Çalıştır'a basıyoruz,
C:\WINDOWS\system32\drivers\etc\hosts yazıp Enter diyoruz.
Birlikte aç penceresinden Notepad'i seçiyoruz.
Açılan dosyanın en alt satırına 208.117.236.70 youtube.com ve 208.117.236.70 www.youtube.com satırlarını alt alta yazıyoruz, "kaydet" diyip dosyayı kapatıyoruz.
Son olarak Başlat + Çalıştır'a basıyoruz,
attrib +r +h +s C:\\WINDOWS\\system32\\drivers\\etc\\hosts yazıp Enter diyoruz.
Böylece artık bir aracı olmaksızın http://www.youtube.com/ sitesine girebiliyor oluyoruz.

Ha bunu yapmaya üşendiniz ya da otör Ivan size güven telkin etmedi bu yöntemi uygulamak istemediniz, o zaman bir şekilde youtube'a erişip "The Black Heart Procession - The Letter" yazıp videonun seyrine doyuyorsunuz.
Her türlü duygu seline kapılıp gitmek serbest.

Etiketler: , ,